Geçim Derdiniz Olmasa...

İhtiyaç kelimesi masumiyetini yitireli çok oldu. İnsanlığımıza hiçbir katkıda bulunmayacak, aksine en kıymetli hazinemiz olan zamanımızı bizden çalacak tüketim listeleriyle, ana yörüngemizi kaybediyoruz.
Bu sene 11’inci yılını kutlayan ‘Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali, belgeseller yoluyla bir kez daha yaşamın temel direklerini, hakça paylaşmanın imkanlarını, sürdürülebilir olanın ve olmayanın muhasebesini gözler önüne serdi. Sürdürülebilirlik kavramının soyut ve yoruma açık boyutlarına ayna tuttu. Onurlu ve değerli bir hayatın sürekliliğiyle, çeşitliliğin korunması arasında derin bir ilişki var. Belgesellerdeki hikayeler, neyi sürdürmenin anlamlı olacağına dair ilhamla ve işaretlerle dolu. Keşke bu hikayeleri iş adamları, öğrenciler, endişe içindeki ebeveynler, emekçiler, çiftçiler, şirket çalışanları, akademisyenler izleyebilse. Değişim yaratmak isteyen cesur insanların izledikleri yollar, ‘başka bir dünya’nın sloganın ve istihzanın ötesinde pekala da mümkün olduğunu gözler önüne seriyor.
Garantili Vatandaşlık Modeli dünyada çok ciddi biçimde tartışılıyor ve birçok kamuoyu araştırmasında da endişe edildiği gibi tembelliğe yol açmadığı kanıtlanmış durumda. Bir ülkeye yeni gelenlere bir miktar hoş geldin parası verilmesi, insanlığımızı yerle bir eden geçim sıkıntısının ilelebet ortadan kalkması kıymetli bir ütopya. Bu sistem her insanın çalışmak isteyeceği, fakat işiyle itibarlı ve huzurlu bir ilişkiye ihtiyaç duyduğu fikri üzerine kurulu. Kapitalizmdeki gelir adaletsizliği zenginler ve zenginler için çalışanlar bölünmesi yarattığından kalpler nefretle doluyor. Sorumlu bilgili vatandaşlık kavramının yerini tüketici aldı ve yurttaş yok oldu zaten. Rant arayışı emeğin itibarını yerle bir etti. Geçim derdiniz olmasaydı ne yapmak isterdiniz sorusu küçük görünse de geleceği kuracak bir soru olduğu çok açık. Tartışmaların takip edilmesi yeni ufuklar açacaktır. Müslüman dünyanın da ırk ve mezheplerle bölünüp çatışmak yerine insanlığa vaat ve teklifimiz neyse onu ortaya koyabilmesi lazım. Sadece günü kurtarmaya çalışan onu da başaramıyor. İnsanın devreden çıkışına, robot ve bilgisayarların insanın yerini almasına misal ATM kutuları. Binlerce ödeme memuru gereksiz oldu. İnsanlık neolitik dönemden sonra en önemli eşiğe geldi deniliyor. Gelirin işgücünden çok tekrar dönüp sermayeye aktığı bir dönemde, her şeyi yeni baştan ele almanın zamanı. Geçim korkusunun asgari manada ortadan kaldırılması insanın ahlaki olarak sahip olduğu hakkın hukuki olarak ta verilmesi. Başka bir dünya mümkün.
Karar gazetesi yazarı Yıldız Ramazanoğlu'nun bugünkü yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Bu haber toplam 604 kez ziyaret edildi.
Yorum Ekle
Adınız / RumuzYorumunuz